Teknoloji

Resident Evil 4 Remake İncelemesi: Remake Nedir, Nasıl Yapılır Dersi

Evet sevgili okuyucu, muhtemelen önümüzde bu yılın GOTY adaylarından biri var ve diğer tüm yarışmacıları şu anda tahmin edemesek de çok güçlü olacağı kesin. Capcom’un nasıl yeniden yapım yapılacağını öğrettiği Resident Evil 4 Remake incelememize dalıyoruz.

18 yıl sonra yine uğursuz köy, yine uğursuz düşmanlar… Ama bu sefer çok daha korkunçlar!

Resident Evil serisi, 1996 yılında ilk oyunuyla hayatımıza girdi. Oyun dünyasının efsane yönetmeni Shinji Mikami tarafından yaratılan seri, aradan geçen yıllara rağmen popülaritesinden bir şey kaybetmedi. Şimdi ise 18 yıl önce çıkan Resident Evil 4’ün remake versiyonu ile maceramız devam ediyor.

Önce hikayeden başlayalım.

Resident Evil 4, dünyadaki en klişe hikayelerden birine sahip. Umbrella Corp.’un yarattığı felaketten 6 yıl sonra yaşanan olayları konu alan hikayemizde Amerikan Başkanı’nın kızı kaçırılır. Kontrolümüzde olan Leon S. Kennedy’nin amacı, liderin kızı Ashley’nin yerini tespit edip kurtarmaktır. Evet hikaye klişeden kopuyor ama 18 yıl önce yazıldığını ve bu oyunun bir remake olduğunu da hesaba katmak gerekiyor. Yani ne diyelim, el bir noktada mahkumdur. Ama Asley’nin kaçırıldığı yer burnumuzun dibinde değil. Tek Yavru Kartalımız, İspanya’da devasa bir şatosu ve lanetli bir gölü olan bir dağ köyünde. Durum böyle olunca Leon S. Kennedy olarak Zara kataloğunda bile bulabileceğiniz ve yıllar sonra yeniden moda olan ikonik kabanımızı üzerimize çekiyor ve yola koyuluyoruz. Ama kaygı bir değil ki bitsin. Köylüler kanlarındaki virüsten dolayı Hasan Karacadağ sinemalarından atlamış görünüyorlar, o yüzden onlara zombi diyelim işimizi biraz olsun kolaylaştıralım. Yavru Kartalımıza ulaşıyoruz ve bize dört bir yandan saldıran, yoldan çıkmış ve kanlarında virüsün etkisi olan bu köylüleri öldürerek köyden kurtulmaya çalışıyoruz.

Gelelim oynanışa.

Resident Evil 4 Remake o kadar ayakları yere basan, sakin bir aksiyon sistemine sahip ki, tadına baktık diyebiliriz. Uzun zamandır bir oyunda bu kadar gergin olduğumu hatırlamıyorum ama bunun tek sebebi Siccin’in geçtiği köyü andıran ortam değil, aksiyonun kendisi. Bir kere Leon, John Wick gibi uçup giden ve kalemle insanları öldüren son zamanlarda alışık olduğumuz karakterlerden biri değil. Zaten düşmanlarımız da buna göre dizayn edilmişlerdir. Yaptığınız her atışın bir terazisi olduğunu bizzat görüyor ve vurulduğu yerlere göre yere düşen, topallayan veya eline cisim düşüren düşmanların karşısında bunu tamamen hissedebiliyorsunuz. Düşmanlarımız ise baştan tek kurşunla ölen tipler değil. Köyde sağım yaparken virüsün etkisine giren teyzeler bile en az 3 kurşunla kendilerini yerde buluyor ama eğer şanslıysak ve daha güçlü bir çeşide dönüşmeye niyetimiz yoksa! Bu noktada, Leon’un mermilerinin sonlu olması insanları her zaman tetikte tutar. Kaynaklar mumlarla aranabilecek kadar az değil ama bir kurşun cennetinde yüzdüğümüz söylenemez. Capcom, oyun boyunca bulduğumuz mermilere ek olarak, bu remake ile etrafta bulduğumuz araçlarla kendi cephanemizi üretme seçeneğini de ekledi ki bu çok faydalı bir dokunuştu. Bulduğumuz aletlerle kullandığımız silahın cinsine göre uygun mermileri kendimiz üretebiliyoruz.

Oyunun düşmanlarından ve aksiyonundan biraz daha bahsetmeye devam edelim. Karşımıza çıkan farklı düşman türleri için farklı yollar deneyerek bunların üstesinden nasıl geleceğinizi öğrenmek size kalmış. Oyundaki en büyük yardımcılarımızdan biri bıçağımız ancak sınırsız bir kullanım ömrüne sahip olmadığını belirtmekte fayda var. Bu bıçak kırılıyor, sonra tüccarla buluştuğumuzda tekrar tamir ettirmemiz gerekiyor. Tamir ettirene kadar sağdan sola bulduğumuz yemek bıçaklarıyla yola devam ediyoruz. Düşmanların üzerine gizlice yaklaşıp tek saldırıda işlerini bitirmek mümkün olsa da bıçağımız sayesinde oyunun kapalı ve takviye edici bir yapısı yok. Ayrıca yere düşürmeye zorladığımız düşmanlara birkaç isabetli mermi ile yaklaşıp öldürücü darbeyi bıçakla yapmak onların bir daha yerden kalkmamalarını sağlamakta ve mermi tasarrufu yapmamızı da sağlamaktadır.

Tüm bunlara ek olarak farklı silah türleri de oynanışa büyük katkı sağlıyor. Örneğin tüfeğinizi dürbün yardımı ile güçlendirip uygun pozisyonu bulduktan sonra düşmanlarınızı uzaktan hiç çekinmeden indirip, ucuna küçük mayınlar takarak düşmanlarınıza tuzak kurmak için kullanabilirsiniz. ok atan silahınızın cephanesi. Tüm silahlarınızı tüccardan yükseltebileceğinizi de ekleyelim.

Hermione’nin dipsiz çantası şu anda gayet iyi iş görürdü, ama…

Envanter konusunu kendi başına halletmek gerekiyor çünkü bu konu Resident Evil oyunları için vazgeçilmez bir konu. Oyunda envanterimiz görmüş olduğunuz bu çantanın boyutları ile sınırlıdır ve her bir malzememiz çantada yer kaplamaktadır. Yapmamız gereken Tetris te uzun çubuğa kadar sağa sola blokları koyarak zamandan kazanmaya çalıştığımız gibi bu alanda da yer kazanmaya çalışmak. Zanaat malzemelerimizden cephanemize ve hatta kullandığımız silahlara kadar her şey bu çantada. Daha sonra değineceğimiz tüccardan aldığımız yükseltmelerle çantanın boyutlarını iyileştirmemiz mümkün. Ancak belirtmek gerekir ki, günümüz oyunlarının birçoğunda hiçliğe gönderdiğimiz sonsuz envanterimiz gibi asla geniş bir alana sahip değiliz.

Bulmacalar elbette serinin olmazsa olmazı.

Resident Evil serisine hakim olanlar ne demek istediğimizi anladılar ama biraz daha açıklamak gerekirse oyunun farklı bölümlerinde farklı türde bulmacalar var ama bunları çözmek için 10 saniyeden fazla düşünmek gerekmiyor. . Çoğunlukla bir nesneyi doğru bir biçimde bir yere yerleştirmekten veya çevredeki durumlardan yararlanarak ilgili alana basmaktan oluşan bulmacalardan bahsediyoruz. Bunun yanı sıra bir diğer olmazsa olmazımız ise tam hedefimize ulaştık derken bir aletin eksikliğini fark etmek ve onu aramak için istemeye istemeye kendimizi tehlikenin ortasına atmaktır. Bir kapı açacak mısın? Önce gerekli anahtarı bulun. Bunlar lehinde çok fazla şikayetimiz yok ama oyunda çokça tekrar edildiğini belirtelim.

“Buradayım! Nasıl buradayım? Saniyeler içinde!”

Ah tüccar ah… Orijinal oyundan aşina olduğumuz ve replikleri ile güldüren tüccarımız bu oyunda da var tabi ki. Özel eğitimli bir polis olan Leon’un bile, genellikle bölümün sonunda veya kritik bir eşikten hemen önce tezgâhını kurarak belirli yerlerden ter içinde geçerek bizi nasıl selamladığı bilinmiyor. Zaman zaman bazı silah ve malzemeler için özel indirimler yapan tüccardan alışveriş yapmanın tek yolu, az önce elinde sabanla size saldıran köylüden gelen para değil. Verdiği bazı görevleri yaparak kazanılan ‘Spinel’ adlı araçları kullanarak da onunla ticaret yapabilirsiniz. Bu spinel’ler çok değerli çünkü bazen tonlarca para gömerek almak istemediğiniz şeyleri satın alabiliyorsunuz ama sadece spinel harcayarak alınabilen malzemeler de var. Tüccarı silahlarımızı geliştirmek, tamir ettirmek veya elimizdeki fazlalığı çıkarmak için de kullanabiliriz. Ayrıca meskenlere bayram olan bir atış poligonu da hazırladı bizlere. Oyunun bir alanında ulaşabileceğimiz bu aralıkta farklı silah türlerinde yeterli puanı alabilirseniz jeton kazanıyorsunuz ve bu jetonları oradaki makineye atarak ekstra takviye veren anahtarlıklara ulaşabiliyorsunuz. Bu anahtarlıkları çantamıza taktığımızda etkilerinden yararlanmaya başlayabiliriz.

Biraz da teknik sorunlardan bahsedelim.

Resident Evil 4 Remake’i RTX 2060 ekran kartlı bir dizüstü bilgisayarda deneyimledim. Sistemimin elverdiği kadarıyla her ayarı en üst seviyede oynamama rağmen FPS düşmesi, takılma gibi bir sorun yaşamadım. Ayrıca daha güçlü ekran kartlarıyla şaşkına dönen RTX 2060’ım Resident Evil 4 Remake’de mükemmel bir görsel sunmaya yetmişti. Kısacası oyunun PC optimizasyonu konusunda söylenecek bir şey yok. Atmosferi güçlendirmek için aydınlatma, gölgeler ve kaplamalar oldukça başarılı bir şekilde kullanılmıştır.

Sonuç olarak…

Resident Evil 4 Remake, orijinal oyunun özüne sadık kalırken yeni trendi mükemmel bir şekilde yakaladı. Uzun zamandır bu kadar sakin bir oyun yaşadığımı hatırlamıyorum. Orijinal eserde yapılan ufak değişiklikler tadı bozmaktan uzak, oyunu daha da keyifli hale getirdi. Kısacası elimizdeki oyun diğer firmalara remake yapmayı öğretecek bir iş. Serinin hayranlarının oyunu çoktan kaptığını, hatta bir kez bitirip ikinci varyanta geri döndüğünü düşünüyorum. Ayrıca diziye aşina olmayanlar bile bu evrene ve aksiyona kolayca dalmakta zorluk çekmeyecekler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu